30 Haziran 2013 Pazar

O ! Doğan kişi doğanın bir parçasıdır.

YİNE DE BÖYLEDİR

" varlığında  da sıfır yok ! " 

"temiz bir yanlış anlama ! peşine düştüğün bu tutkuda hayırlı değil bilesin."

"derinlerinde hatta kaynağında ‘yokluk’ vardır."

eksilen ve artanların ‘derece’ egemenliğinde yaşamak,

hiçleyen yokluğum,
kimi bilgilerin kökten değersiz kılınması
küçümsüyor muyuz geçmişimizi ?

Çok tanrılı adamlara aptalmış gibi bakma salahiyeti de nedir böyle ?
Nereden alırlar öldürme yetkisini ?

' konformist sürdürücü kişi ' nin aksine
'bilgiyi kutsayan' yanı
arasında ki çatışmanın hareketiyle…
kutsarken.kutsama kültürünün kurban etme kültürüyle ilişkisini kurarken...

Ve suçluluğu çağımın
kahramanları yüzünden,
ölmelerinin utancı ve vicdanıyla karışık

Ve taraflı  vicdanlarımız nasıl kurban veren?

O çok yalnız parkta akşam yürüyüşü :

O kelime bulunduğundan beri pişman 
kafası karışık yaptıklarına

Onu yargılamak kolay,
alay dolusu kahkahalarıyla ,ordumuz “çocukça acımasızlığıyla” saldırırken ona,
kolay olur onu idam etmek.

Eğer kimsenin üstlenmediği işler yapılıyorsa,
üretimlerimizin hepsini imha etmek zorunda kalırız.

kimsenin üstlenmediği işler varsa 'çetecilik' derine inmiş demektir.

fabrikalarında seri ürettiğimiz sosyal medya ilişkileri
Sadece yeni ilişkilerden ibaret demokratik iktidar darlığı.

daha kötüsü bırak üstlenmeyi
artık kanıksanan gayrı meşru bir hareketsen sen...

akışla mesafesiz bir ilişki yaşar kadere güvenen
ve hesaplamaz öyle değil mi ?
soru bu mu sahiden

kim yapacak ? çoktan olup bitmiş olan için çok değil mi bu ?






MESNETSİZ GÜVENSİZLİK



ey adalet !
Kendine inanmakta ki saplantılı yan , O terslik !

Yokluklarımız epeydir gerçeğe dönüşmüş durumda.
Yokluklarını anlamayanlar !
Bir gün inanmayacağınızı bilsem belki…

Acıyla bağırır , acıyla inanırlar adalete.
Yollara düşerler..
Artık steril hayat kutsaldır..sakınma ..siteler..toplumsuzluk..
Topluluksuzluk.


Kör falcının kehanetlerine kurnazca kulak verenlerin zenginliği…

Yok olanlar yokluklarını anlamak istemez saldırırlar.
İntikam ancak sarhoşken unutulur .


Yokluklarına dayanamayan yolcular ,
yolculuklarını servete dönüştürenlerle birlikte olup
yolu karıştırırlar.

 yolu kesmekle olmaz.
 Toplumun mühendisi ırmağa karışmayacak mı ? !
Akış.. onuda sürüklemeyecek mi..
kader..doğa dediğimiz büyük güç !

Hepimizi bekleyen tehlikeli bir gelecek var.

..yerine  varmayı engellemek ?  kıyameti ?

Fırsatçılar ve kısa yolları
 sonra..savaş, yollara düşen askerler.
(devletin askerleri olmak)
Zihinlerinden ne geçer bu çocukların ?

Kendisine ilhamdan bir yanardağ süsü veren ejderhanın gülümseyişi bu
anlama bağımlılık.
Öfke,
itkisi..kokusu..izi…sığınağı !

Yollar baygın yolculara dökülür.
Patır patır dökülürler sonra..
insanlar, bayılırlar..
ateş kusar ejderha, sen yürürsün,
asker !

Yolda yollara ayrılan düşmanlık özünde bir ayrılıktır sadece
Ama savaştıran
eski bir suçtur,
suçlar ve buna duyduğumuz kin, kinler….


İntikam teolojik bir kabullenmedir ama tüm inanışlar gibi işlevseldir de ..

Şahitlikleri ellerinden alınanlar birbirlerini anlayacaklardır.

Ama gitmen için bir sebep yok diyorsun
Onlarda içiyorlar salonda, çok görmüyorlar.
Kolu kanadı kırık algısının beden olduğunu söylüyor sarhoşken
İşte savı !
Seni suçluyor anlaşılmamasından..
Sen bile anlamıyorsun çünkü.
ve  “coşku sıyrılırken bedenden ‘orayı’ arındırıyor”

Girmeyin o mezarlara dedim, duymayacaklardı kehanetimi, kısıktı sesim……
Suçluluğum diyelim ki böyle başladı,
bu hepimizi rahatlatır öyle değil mi ?

O kadar net, uzak !
-tan duyulan , gülgü..gurur,
nasıl güzel kahkahalar, neşe, sevinç, orada olmak, bulunmak orda ve birileri tarafından,
parti ve beklentiler : !

Bay çift başlı baykuş ‘hiç kimse’  ! Çift başlı baykuş ‘hiç kimse’ !

Kalan çeyrek bir para birimi kuruşsuzluğumuzdu da.

Yine de gülümseyenler,
uçak ve uzak seyahatleri,
kuş gibi karanlıklara tüneyen ruhlar ve yalnızlıkları.

Korkudan gündüze sığınanlar….
"Yine de iyi görünmek için dik duranlar."

Gece onların evlerine uzanıyorken, onlar ne yapıyorlardı  ?

Her gece geceye uzak durması için şarkılar söyleyen
davullu adamlar olurdu. Bu gece yoktular.





bir sürü hatırlamayı özleyerek


Anlamın bakışları kırılır..kırgın bakarlar gözleri.
Onu gördüğümüzde ki yalnızlığımız olan ‘O’ !
‘O’  ayrıca gizem yükleyen, uzamda dillere dolanan, kurucu, idareci insan, yönetici.
Üçüncü bir tekil şahıs gibi benim için. Ötekileştirdiğim..

Sembolle sesleri birleştiren,
 (anlamın bacakları)
yukarıda ! “tırnak içinde” eğri ve yuvarlak. 

Çağrışımsal bir karışıklık çıkar duygularımda. Bir hareketlenmeye neden olur öteki.

Rakamlar ve değerleri birleştirenler hesap olmuştur, hesaplama..
Sayıca değerli bir uzamdaysa planlama..kast etme..kalkışma..rol alma.

Yüklenen anlamlar yüzünden Hiyer arşi –k  
anlamda  bitik  ve  yitik  bir    yiğitlik

(Değersiz olması felsefi bir benlik anlayışından ileri..)

Sesi sıfırlarken hiç olmayı, kötü ders notunu, çağrışımı…
Zihnin harekete geçtiği, uyarıldığı anlardır ki..

Her anlamlı anlama anı için, yüklüdür, gebedir, doğurgandır
Soğurgandır da ;

(bir sürü hatırlamayı özleyerek…..)

"Eğer bayraktaki kırmızı hepimizin kanıysa.."



 hilal ve yıldız her birimizin inancından rengi, yıldızın uyduya tutulduğu imkansız bir hal, ve birey olmaksa, bir hikayeyse her ömür !

yargılanamaz,sorgulanamaz umutlarımız 
haliyse,bağlılık 
Bayrağa bağlılık istiyorsanız çekilinde hakkımız olan tarafından tutalım.
Tutunalım !
Biz tüm azınlıklar o bayrağın ucundan tutmak isterken
“Ayaklar baş olmuş diyen”….haddini bilsin..

Tuhaf bir bağlılığımız vardır sancağa…
hakka hukuktan çok dikkat ederiz.
Taşımak zordur uzun süre…inanç yük olur bazen birilerine.
O birileri bizden değildir
Değil midir ?
Aksine.

Yağmur ! balkon sığınakları aşıp ıslatınca
Kuş olan kaderim kuş çağırıyor aklınca 
ve kanımca..kararımca
Karınca sana dua etmeyecek.

Günün birinde emekleriyle sömürülen bu kitle
İlericilerle tanrısal sorunun halledecek ve….

Ve o zaman : ????????

Bu gün
80 de dünyaya paralel ezilen sol Dünyaya paralel İkinci kalkışmasına
Önce kendini bularak başlıyor.
Tam da ümitler kesilmişken, Kahinler haklı çıkacakken
Nereden çıkmıştım ki ?

Yok ettiğini sandıkları sol
Çok daha güçlü, şiddetsizliğe takıntılı
Ulusalcılara kızgın
Devletten yorgun
anarşist, sosyalist, kürt, ermeni, ah keşke rum, rumi, sufi, neyzen,
sabah, Tevfik, ezan, ses, insan, titreme, sabah ayazına müteakip.

Hangi terbiyeden geldiğin soyluluğundur sanırsın,
Öyledirde ama sandığın gibi değil !

Bizi uysal yetiştirdiler, çünkü korkuttunuz onları,
Biz steril büyüdük, darbe korumalı,
korkutulmuş…

Darbe Çingene kızıyla sürtünce bir piç peydahlandı,
sonunda onuda kabullendik
ama onun bizi kabullenmeye niyeti yoktu.

Biz ki  terbiyesi eşsiz bir çorbaydık,
Kafamızda kendimiz gibi karışıktı  ama ne fayda inat etmiştik.
Hayatımız değerliydi, bizimdi,..şimdi ‘artık’ fazlasını istiyorduk.
Sonra daha fazlasını isteyercektik.
Hak sonsuz verici olmasaydı ona taparmıydık sanıyorsun.
Dua. (ile)







kozmo-politizm

POLİS- METROPOLİS- METRO- ULAŞIM HAKKI- DOLAŞIM- KAN DOLAŞIMI
(kozmopolitik- kozmo-politizm)
kent ve devlet
halkın devlet ve sermayeye söylecekleri
protesto- gösteri hakkı..
yerelin aklının ermesi devlet işlerine
betondan daralıp duvara saldırma
düz ve yüksek duvara direnişen tırmanırken, kozmopolitik bireyciliğin aydınlanması
gün ışığı, tül, sızıntı..gölgeler..


güçlüyken
kendince - C 14- 15-16

ÇOCUKLAR - TRAVMALARI - GAZ - GÜÇ - POLİS - ŞİDDET

KASK, KAFATASI YARILMALARI- BÜYÜK YANILGILAR- İLK GÜNLERİ
ne bu ?
sahiden mihraklara mı bağlıyorsun ?
oysa mihraplar....

ilahi adaleti güçsüzler umar çünkü güçlülerin (hayatın istisnalarının)  adalete ihtiyacı yoktur !


HİÇ KUTSALA DEĞİNMEMİŞİM

kutsal mekan, boş alan, açık alan,peter brook, mim, mimari ve uygarlık !

quasimodo,estetik ve...kendine acıma. sade..saf ya da marki (dö)

direkt gitmek:
sığınma

hayal gücü- porno-gece-o saatte- birbirinden benzersiz farklıların
azınlıklarının çoğunluğuydu

sans pariers- hrant..radyodan öldüğünü duyduğumda artık anlamıştım, azınlıktım.
öyle hissetmiş ve hissedecektim.

ta ki kilselerde uyuyan göçmenlerden, camiye sığınan direnişçilere
hayat birden ve bazen 'ziyaretçiler' deki gibi
yüzleri..maskeleri indikçe derileri soyulmaya başlayanlar..politikacılar
ve filistinliler İsrailli saldırısından kiliseye kaçan...sığınan..
aynı gün okuyoruz ki mısırda camiler
çatışmalar sırasında'sığınmaları' için halka açıkmış.

gelecekte, yani gidiyorum ve...bir adam:
"tahrir dünyanın başlangıcıdır , İstanbul dünyanın kraliçesidir ve başkentleri dünyanın..."

bir kavga sevgiye dair ve değerlerimiz karşı karşıya...organik..inorganik...değerler....
....imiz.

KUTSAL MEKAN*


kutsal mekana sığınan göçmenler- sans papier-1996 Fransa

günlerdir tartıştığımız şey…cami…kutsal mekan..O'nun evi !

Direkt gidersek, bir ‘sığınma’ hali temel görünüyor…
yani o gece o saatte o kadar birbirine yabancı insan  birlikte başka ne yapabilirlerdi ki !
hayal gücünüze bırakıyorum J

İnternete baktım , Fransa da çekilmiş bir fotoğraf arama kelimesi google/ ‘sans papiers’……1996..görsellerde ara.

Kilisede Afrikalılar uyku tulumları uyuyorlar…

İsrail tankları, Salfit ve Cenin'e de girdi. Beytüllahim'de 400 Filistinli silahlarını bırakma koşuluyla Doğuş Kilise si'ne sığındı. Grupta 6 İtalyan gazeteci de bulunuyor.

04.04.2002- hürriyet



Eğer bayraktaki kırmızı hepimizin kanıysa
Ay : hilal 
ve yıldız 
her birimizin inancından olan rengi, yargılanamaz, sorgulanamaz 
sancağa bağlılık ve birey olmaksa ve bir hikayeyse 'her' ömür !

Bayrağa bağlılık istiyorsanız çekilinde hakkımız olan tarafından tutalım.
Tutunalım !
Biz tüm azınlıklar o bayrağın ucundan tutmak isterken
“Ayaklar baş olmuş diyen”….haddini bilsin..

Tuhaf bir bağlılığımız vardır sancağa…’hakkın olmasına’ dikkat ederiz

Taşımak zordur uzun süre…inanç yük olur bazen birilerine.
O birileri bizden değildir
Değil midir ?
Aksine tam bizden kopar giderler.

Yağmur  ıslatınca kuş olan kaderim
kuş çağırıyor aklınca ve kanımca..
kararımca
karınca sana dua etmeyecek.

Günün birinde emekleriyle sömürülen bu kitle
İlericilerle tanrısal sorununu halledecek ve….

Ve o zaman : ????????

Bu gün 80 de dünyaya paralel ezilen sol
dünyaya paralel 'ikinci kalkışma'sına önce kendini bularak başlıyor.
tam da ümitler kesilmişken
kahinler haklı çıkacakken
nereden çıkmıştım ki ?

Yok ettiğini sandıkları sol
Çok daha güçlü
Şiddetsizliğe takıntılı
Ulusalcılara kızgın
Devletten yorgun
anarşist, sosyalist, kürt, ermeni, ah keşke rum, rumi, sufi, neyzen,
sabah, Tevfik, ezan, ses, insan, titreme, sabah ayazına müteakip.

Hangi terbiyeden geldiğin soyluluğundur sanırsın,
Öyledirde ama sandığın gibi değil !

Bizi uysal yetiştirdiler, çünkü korkuttunuz onları,
Biz steril büyüdük, darbe korumalı,
korkutulmuş olmalıydılar…

Darbe Çingene kızıyla sürtünce bir 'piç' peydahlandı,
sonunda onuda kabullendik
ama onun bizi kabullenmeye niyeti yoktu.

Biz ki  terbiyesi eşsiz bir çorbaydık ve kafamızda kendimiz gibi karışıktı  
ama ne fayda inat etmiştik.
hayatlarımız değerliydi, bizimdi,..şimdi ‘artık’  fazlasını istiyorduk.
Sonra daha fazlasını isteyecektik.

Hak sonsuz verici olmasaydı ona taparmıydık sanıyorsun.
Dua. (ile)


* günlerdir gündem başbakanın değil ve oyuncağını kaybetmek onu sinirlendirdi...içinden "daha ne kadar dayanacaksınız bakalım" diye soruyor. 

 M.TÜREN 30/06/2013